Kardiyovasküler Risk Faktörü Olmayan Ankilozan Spondilit Hastalarında Kardiyak Fonksiyonel Değişikliklerin Araştırılması
Alper Kepez, Lknur Aktaş, Zeynep Demet İlgezdi̇, Fatma Doğan Meti̇n, Feyza Ünlü Özkan, Duygu Şi̇lte, Meryem Yılmaz Kaysın, Kürşat Ti̇gen, Okan Erdoğan
Anahtar Kelimeler: Spondilit, ankilozan; aritmiler, kalp; ekokardiyografi; elektrokardiyografi
Özet
Giriş: Bu çalışmada amacımız eş zamanlı kardiyovasküler risk faktörü olmayan ankilozan spondilit hastalarında kardiyak fonksiyonel değişiklikleri araştırmaktır. Hastalar ve Yöntem: Çalışma popülasyonu kardiyovasküler risk faktörü olmayan sıralı 37 ankilozan spondilit hastasından (yaş: 41.4 ± 11.1; 28 erkek) oluşturuldu. Tüm hastaların 12 derivasyonlu elektrokardiyografi leri (EKG) çekildi ve tüm hastalara detaylı transtorasik ekokardiyografi k çalışma yapıldı. 12 derivasyonlu EKG'lerden QRS süresi, p dalga dispersiyonu ve düzeltilmiş QT dispersiyonu değerleri hesaplandı. Ekokardiyografi k çalışmada sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonlarını yansıtan veriler elde edildi. Hastaların verileri yaş ve cinsiyet açısından benzer 28 sağlıklı bireyin (yaş: 40.1 ± 10.5; 19 erkek) verileri ile karşılaştırıldı. Bulgular: Hasta ve kontrol grupları arasında QRS süreleri, p dalga dispersiyonu ve düzeltilmiş QT dispersiyonu değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Hasta ve kontrol gruplarının sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonlarını yansıtan ekokardiyografi k parametrelerinin de benzer olduğu görüldü. Doku Doppler ile elde edilen mitral ve triküspid anülüs hızlarında da anlamlı farklılık saptanmadı. Ankilozan spondilit grubunda 2 (%5.4) hastada ve kontrol grubunda 2 (%7.2) bireyde minimal aort yetmezliği olduğu izlendi (p= 0.51). Sonuç: Kardiyovasküler risk faktörü olmayan ankilozan spondilit hastaları kullanılarak yapılan çalışmamızda, ankilozan spondilit hastalarının elektrokardiyografi k ve ekokardiyografi k bulgularının kontrol grubu ile benzer olduğu görüldü. Ankilozan spondilit hastalarındaki kardiyovasküler patoloji prevalansı hakkındaki çelişkili literatür verilerine eş zamanlı bulunan kardiyovasküler risk faktörlerinin katkısı olabileceği düşünüldü.