İzole CABG Operasyonlarında Aralıklı Antegrad ile Tek Doz Antegrad Sonrası Devamlı Retrograd İzotermik Kan Kardiyopleji Uygulamalarının Karşılaştırılması
Babürhan Özbek, Mehmet Erdem Toker
Anahtar Kelimeler: Antegrad kardiyopleji, retrograd kardiyopleji, izotermik kan kardiyoplejisi, izole CABG operasyonları
Özet
Giriş: Koroner arter baypas greftleme operasyonları (CABG) günümüzde miyokardiyal koruma yöntemlerinin geliştirilmesi sayesinde güvenle uygulanabilmektedir. Hastalar ve Yöntem: Çalışmamızda 1 Haziran-31 Temmuz 2014 tarihleri arasında kliniğimizde opere edilen izole CABG'li 109 hastanın tamamı, uygulanan miyokardiyal koruma yöntemlerinin üstünlüklerini değerlendirmek amaçlı iki grup halinde retrospektif olarak incelendi. Grup A'da bulunan 26 hastada, 29-32°C'de aralıklı antegrad izotermik kan kardiyoplejisi kullanıldı. Grup R'de bulunan 83 hastada, 29-32°C'de tek doz antegrad kan kardiyoplejisi kullanımı sonrası devamlı retrograd izotermik kan kardiyoplejisi uygulandı. Bulgular: Tüm hastalarda erken dönem mortalitenin 1 (%0.91) adet olduğu görüldü. Euroskor, yaş, cinsiyet, diyabet, ameliyat öncesi kan kreatin düzeyi, hipertansiyon ve ejeksiyon fraksiyonu değerleri, gruplar arası ameliyat öncesi hasta karakteristikleri olarak karşılaştırıldı. Bu parameterlerde istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı. Ameliyat sırası ve sonrasında ise gruplar arası, total perfüzyon zamanı, aortik kros klemp süresi, inotrop ihtiyacı, iskemik elektrokardiyografi (EKG) değişikliği, uzamış entübasyon ihtiyacı, diyaliz gerektiren renal yetmezlik ve ameliyat sonrası birinci gün troponin değerleri karşılaştırıldı. Total perfüzyon zamanı (p= 0.016) ve aortik kros klemp süresi (p= 0.006) parametrelerinde gruplar arası istatistiksel olarak anlamlı farklılık görüldü. Diğer parametreler arasında ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı. Sonuç: İzole CABG'li hastalarda kullanılan miyokardiyal koruma yöntemlerinden antegrad ve retrograd kardiyopleji uygulamalarının iki grupta karşılaştırıldığı çalışmamızda, ameliyat öncesi ve sonrası parametrelerde gruplar arası çok yakın sonuçlar elde ettik. Her iki yöntemle de miyokardiyal koruma güvenle sağlanabilmektedir.