Bedrettin Boyraz1, Tezcan Peker1, Mehmet Cem Başel1

1Medicalpark Hastanesi, Mudanya Üniversitesi

Anahtar Kelimeler: Akut Myokard İnfarktüsü, Safen greft, Retrograd yol, Bypass, Perkütan tedavi

Giriş ve Amaç: Koroner arter bypass cerrahisi (KABC) çoklu damar hastalığı olan hastalarda koroner arter revaskülarizasyon yöntemlerinden bir tanesidir. KABC sonrası özellikle safen greftlerde dejenerasyon buna bağlı myokard infarktüsü (MI) görülebilmektedir. Safen greft lezyonlarında perkütan müdahaleye uygunluk açısından safen greftler kullanılabildiği gibi nativ damarlardan da işlem uygulanabilmektedir. Bazı hastalarda ise safen greft anastomoz bölgesi sonrasında nativ damarda lezyon izlenebilmektedir. Bu durumda hem karar vermek hem de perkütan müdahalenin gerek riski gerekse de kompleksliği artabilmektedir. Sağ koroner arter (RCA) safen greftleri sıklıkla posterodesendan (RCA-pd) veya posterolateral (RCA-pl) dala yapılmaktadır. Bu tür durumlarda RCA-pd/pl bifurkasyon düzeyinde veya öncesinde olan tıkanıklıklarda antegrad akım yoksa greft bağlanmayan bölgede kan akımı olmadığı için MI durumu ortaya çıkabilmektedir. Bu durumların gerek tanınması gerekse tedavisi zor olabilmektedir.

Yöntem: Biz bu olgu sunumumuzda MI kliniği ile başvuran hastamızda bu gibi durumları gösterebilecek anjiyografik işaretleri gösterebilmek ve safen greft yoluyla retrograd başarılı tedavisini özetlemek istedik.

Bulgular: 61 yaş erkek hasta, yeni başlayan göğüs ağrısı ve göğüste yanma şikâyeti ile acil servise başvurmuş. Özgeçmişinde hipertansiyon (15 yıl), sigara (günde 40 adet/40 yıl), hiperlipidemi (7 yıl), koroner arter hastalığı (7 yıl önce Stent), 6 yıl önce geçirilmiş KABCx4 (LIMA-LAD, Ao-D1, Ao-OM, Ao-RCA-pd) mevcuttu. Hastanın elektrokardiyografisinde D2-3, AVF’de ST segment elevasyonu mevcuttu. Hasta Akut İnferior MI tanısıyla koroner anjiyogarfi işlemine alındı. İşlemde AR guiding katater ile Ao-RCA safeni kanüle edildi. Hidrofilik 0.014 guidewire ile lezyon geçildi fakat yeterli destek sağlanamadığı için Extra-support 0.014 hidrofilik guidewire ile de lezyon geçildi. 2.0x12 mm semikomplian PTCA yapıldı, 2.5x12 ve 2.75x12 mm DES (Zotarilimus) stentler implante edildi. Safen lezyonu azaldı, takip kararı alındı. Hasta işlem sonrası 2. Günde taburcu edildi.





Sonuç: KABC öyküsü olan hastalarda kliniği oluşturabilecek lezyonlar dikkatlice değerlendirilmelidir. Eğer mevcut lezyonlar kliniği açıklamada yetersiz kalıyorsa anastomoz sonrası olabilecek lezyonlar da akılda tutulmalıdır. Bu tür durumlarda safen greft yoluyla retrograd veya antegrad girişimler yapılabilir. İşlemin temelini öncelikli olarak tüm perkütan girişimlerde olduğu gibi iyi bir katater desteği oluşturduğu için uygun katater seçimi önemlidir. İşlem sırasında geçişi kolaylaştırmak için hidrofilik guidewirelar ve desteği artırmak için extra-support özelliği olan guidewirelar akılda tutulmalıdır. Gerekli hallerde mikrokatater desteği kullanılabilir. Aşırı açılanmaların olduğu durumlarda uzunluğu kısa olan stent seçimi faydalı olabilir.

Figure and Tables