Prediyabet Olan Hastalarda Kardiyovasküler Risk Faktörleri ve Metabolik Sendrom ile İlişkisi
Kayseri City Training and Research Hospital, Clinic of Internal Diseases, Kayseri, Turkey
Anahtar Kelimeler: C-Reaktif protein; risk faktörleri; metabolik sendrom; prediyabet
Özet
Giriş: Normoglisemik olmayan, ama diyabetik de olmayan yüksek plazma glukozu olarak tanımlanan prediyabet; komplikasyonlara yol açması nedeniyle dikkat çekicidir. Bu çalışmada; yaş, cinsiyet ve vücut kitle indeksi yönünden eşleştirilmiş prediyabet ve kontrol gruplarında, kardiyovasküler risk faktörleriyle ilişkili parametreleri karşılaştırmayı amaçladık.
Hastalar ve Yöntem: Üçüncü basamak bir hastaneden 18-65 yaşları arasındaki hastalar alındı. Prediyabetik olan 74 hasta ile normoglisemik 34 katılımcının olduğu kontrol grubu çalışmaya dahil edildi. Laboratuvar parametreleri, sağlık göstergeleri, insülin direnci, SCORE ve Framingham risk skorları kardiyovasküler risk faktörleri açısından ölçüldü.
Bulgular: Total kolesterol, düşük yoğunluklu lipoprotein-kolesterol, yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol, trigliseritler, insülin direnci, sigara içme durumu, kan basıncı, SCORE, Framingham risk skoru, bel çevresi, kardiyovasküler durumlar (koroner arter hastalığı, inme, kalp yetmezliği hiperlipidemi, hipertansiyon) iki grup arasında istatistiksel olarak benzerdi. Prediyabetik grupta oral glukoz tolerans testleri (0.,2.), HbA1c ve CRP daha yüksekti. Prediyabetli hastaların metabolik sendrom daha yaygın idi. Prediyabetli katılımcılarda metabolik sendrom varlığını etkileyen bazı sonuçlar regresyon analizleri ile değerlendirildiğinde, obezite ve HDL ilişkili faktörler olarak bulunmuştur. C-reaktif protein ile herhangi bir parametre arasında korelasyon yoktu.
Sonuç: Diyabet tedavisinin sayı güdümlü hedeflerinde ve kanıta dayalı yaklaşımda sıklıkla dile getirilen kardiyovasküler risk faktörlerinin diyabetin başlamasından önceki prediyabetik aşamada ortaya çıkabileceğini bildirdik. Ayrıca, bu faktörlerle ilişkili parametreler ve prediyabetin metabolik sendrom ile ilişkisi ortaya konulmuştur.