Mustafa Yurtdaş, Yüksel Kaya, Nesim Aladağ, Mahmut Özdemir, Mustafa Tuncer

Anahtar Kelimeler: Transradiyal yaklaşım, akut miyokard infarktüsü; primer perkütan koroner girişim; klinik sonuçlar

Özet

AMAÇ: Son yıllarda perkütan koroner girişim (PKG)'e alternatif bir yaklaşım olarak transradiyal (TR) yöntem artan bir şekilde kullanılmaktadır. Biz bu çalışmada, primer PKG'ye alınan ST yükselmeli miyokard infarktüs (STYMİ)'lü hastalarda transfemoral (TF) yöntem ile kıyaslandığında TR yöntemin birinci ve altıncı aydaki klinik sonuçlar üzerindeki etkisini araştırmayı amaçladık.YÖNTEMLER: STYMİ için primer PKG'ye alınan 315 hasta geriye-dönük olarak değerlendirildi. Dışlama kriterleri belirlendikten sonra, TR yöntemi uygulanan grup 55 hasta (19 kadın, ortalama yaş 55±10 yıl), TF yöntemi uygulanan grup ise 74 hastadan (21 kadın, ortalama yaş 53±9 yıl) oluştu. Sonlanım noktası; birinci ve altıncı aylardaki majör istenmeyen kardiyak olay (MKO: ölüm, tekrarlayan Mİ, hedef lezyon revaskülarizasyonu ve inme) ve net istenmeyen klinik olay (NKO: MKO ve kanama) oranlarından oluştu. BULGULAR: Her iki grup bazal klinik özellikler bakımından benzerdi. Artere giriş, kapı-balon ve toplam işlem süreleri gruplar arasında önemli bir farklılık göstermedi (sırasıyla; p=0,966, p=0,139 ve p=0,393). Her iki grup benzer arter-giriş yeri değiştirme oranlarına sahipti (p=0,197). İnfarktüs yerleşimi ve tedavi edilen damar sayıları gruplar arasında benzer iken, TR yönteminde tirofiban kullanımı daha fazla (p=0,025) ve hastanede kalış süresi daha kısa (p=0,017) idi. Otuz günlük MKO oranı, TR yönteminde TF yöntemine göre daha düşük olmasına rağmen istatistiksel olarak önemli değildi (p=0,119). Otuz günlük NKO oranı TR yönteminde anlamlı olarak daha düşüktü (p=0,006). Altıncı ayda, TF yaklaşımı ile karşılaştırıldığında TR yaklaşımı daha düşük MKO (p=0,039) ve NKO (p=0,002) oranlarına sahipti. SONUÇ: Çalışmamızın bulguları primer PKG'ye alınan STYMİ hastalarında TF yaklaşımı ile karşılaştırıldığında TR yaklaşımının benzer işlemsel sürelere sahip olup, daha düşük klinik ve kardiyovasküler olaylar ile ilişkili olduğunu gösterdi.