Sabit Sarıkaya, Eray Aksoy, Mehmet Dedemoğlu, Davut Çekmeceli̇oğlu, Özge Altaş, Yücel Özen, Kaan Kırali̇

Anahtar Kelimeler: Biyoprotez, aort kapağı, trombositopeni, postoperatif komplikasyon

Özet

Giriş: Biyoprotez aort kapak replasmanı yapılan hastalarda görülebilen trombositopeninin (TCP) postoperatif komplikasyonlar ile ilişkili olup olmadığını belirlemeyi amaçladık. Hastalar ve Yöntem: Aort darlığı nedeniyle biyoprotez aort kapak replasmanı yapılan 39 ardışık hastanın klinik kayıtları incelendi. Hastalar operasyondan sonraki 7 güne kadar trombositopeni görülen ve görülmeyenler olarak iki gruba ayrıldı. (TCP+; 9 hasta ve TCP-; 30 hasta) Trombositopeni, 50 x 109/L'den az trombosit sayısı olarak tanımlandı. Bulgular: İki grup bazal klinik özellikleri ve operasyonel değişkenler açısından benzerdi. Stentsiz biyoprotez kapak 16 hastada kullanıldı (41.02%). Sorin Pericarbon Freedom kullanımı TCP (+) grubunda anlamlı olarak daha yaygındı. Drenaj tüplerinin çekilme süresi, yoğun bakım ünitesi (YBÜ)'nde kalış süresi ve akut böbrek yetmezliği gibi postoperatif komplikasyonlar, TCP (+) grupta anlamlı olarak yüksek bulundu. Otuz günlük mortalite 3 (%7.7) idi ve mortalite açısından iki grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. Sonuç: Biyoprotez aort kapak replasmanı sonrası görülebilen trombositopeni tablosu, hastalar için önemli bir tehdit ile ilişkili olabilmektedir. Bu fenomenin oluş mekanizması tam olarak aydınlatılamamış olmakla beraber yüksek sayılı araştırmalara tabi tutulması gerekmektedir.