Özlem Sürekli Karakuş1, Şule Arıcı1, Gülperi Yağar Keskin1, Fatih Alparslan Genç1, Erkan Taş1, Şerafettin Çorbacıoğlu1, Eylem Tunçer2, Metin Sungur1, Ayşe İnci Yıldırım1

1Department of Pediatric Cardiology, Koşuyolu High Specialization Training and Research Hospital, İstanbul, Türkiye
2Department of Pediatric Cardiovascular Surgery, Koşuyolu High Specialization Training and Research Hospital, İstanbul, Türkiye

Anahtar Kelimeler: Konjenital kalp hastalığı; enfektif endokardit; pediatri; genç erişkin.

Özet

Amaç: Bu çalışmada, üçüncü basamak bir pediatrik kardiyoloji merkezinde kesin infektif endokardit (İE) tanısı alan pediatrik ve genç erişkin hastaların klinik, mikrobiyolojik, ekokardiyografik ve cerrahi özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlandı.

Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif kohort çalışmasında, Ocak 2019 – Aralık 2024 tarihleri arasında Modifiye Duke Kriterleri’ne göre enfektif endokardit tanısı alan 21 hasta değerlendirildi. Demografik veriler, klinik bulgular, mikrobiyolojik ve ekokardiyografik özellikler analiz edildi. Cerrahi müdahale ihtiyacı ve mortalite gibi kısa dönem sonuçlar değerlendirildi. Karmaşık doğumsal kalp hastalığı (DKH) nedeniyle 18 yaş üzeri bazı hastalar da çocuk kardiyoloji izlemi kapsamında dahil edildi.

Bulgular: Tanı anındaki medyan yaş 15 yıl (4 ay–35 yıl) olup, hastaların %85,7’sinde konjenital kalp hastalığı (KKH) mevcuttu. Kan kültürü %61,9 hastada pozitifti ve en sık izole edilen patojen Candida türleri (%33,3) oldu. Hastaların %85,7’sinde vejetasyon saptandı; en sık pulmoner ve aort kapaklar etkilenmişti. Hastaların %33,3’üne cerrahi müdahale uygulandı. Hastane içi mortalite oranı %23,8 olup, ölümlerin %60’ı Candida-ilişkili İE vakalarına aitti. Kültür negatif İE oranı %38,1 olup, sıklıkla önceki antibiyotik kullanımı ile ilişkiliydi. Bir hastada altı ay içinde relaps gelişti.

Sonuç: Çocuk ve genç erişkinlerde EE, özellikle karmaşık DKH ve fungal enfeksiyon varlığında yüksek morbidite ve mortaliteye yol açmaktadır. Candida’ya bağlı EE olgularındaki yüksek ölüm oranı, erken tanı, agresif tedavi ve yüksek riskli gruplarda yakın takibin önemini vurgulamaktadır.