Ertan Sarıbaş1, Ayşe Nigar İzgi1, Sevinç Çıtak2, Murat Ersin Çardak2, Fatma Feyza Alkılıç2, Ahmet Murat Kazan2, Hacer Ceren Tokgöz3, Mustafa Vayvada2, Ahmet Erdal Taşcı2

1Department of Pulmonary Medicine, Koşuyolu High Specialization Training and Research Hospital, İstanbul, Türkiye
2Department of Thoracic Surgery, Koşuyolu High Specialization Training and Research Hospital, İstanbul, Türkiye
3Department of Cardiology, Koşuyolu High Specialization Training and Research Hospital, İstanbul, Türkiye

Anahtar Kelimeler: Koroner anjiografi; akciğer nakli; nakil öncesi tarama.

Özet

Amaç: Bu çalışmanın amacı, akciğer nakli adayı olarak değerlendirilen hastaların koroner anjiografi bulgularını incelemek ve bu bulguların nakil sürecine etkilerini değerlendirmektir.

Gereç ve Yöntem: Çalışma, 01 Ocak 2017 ile 01 Ağustos 2024 tarihleri arasında Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer Nakli Kliniği'ne başvuran ve koroner anjiografi yapılan 237 akciğer nakli adayı üzerinde gerçekleştirilmiştir. Hastaların yaş, cinsiyet, eşlik eden hastalıklar (koroner arter hastalığı, hipertansiyon, diabetes mellitus vb.), kolesterol paneli, hemoglobin A1c düzeyleri ve koroner anjiografi sonuçları kaydedilerek istatistiksel analiz yapılmıştır.

Bulgular: Araştırmaya dahil edilen 237 hastanın %24,5’i kadın, %75,5’i erkektir. Hastaların yaş ortalaması 48,8 ± 12 yıl, yaş aralığı ise 14-67 yıl, ortalama vücut kitle indeksi 23,72 ± 3,97 olarak bulunmuştur. Koroner anjiografi bulgularına göre hastaların %67’sinde normal sonuçlar elde edilirken, %26,1’inde plak formasyonu, %9,28’inde %1-49 oranında darlık, %5,06’sında %50-69 oranında darlık ve %3,8’inde %70 ve üzeri darlık tespit edilmiştir. Darlık bulunan hastaların %4,64’üne stent uygulanmış ve 11 hasta (%4,64) nakil süreci en az 6 ay ertelenmiştir. Stent uygulanmayan hastalara medikal tedavi başlatılmış ve 10 hasta (%4,21) nakil için uygun bulunmamıştır.

Sonuç: Akciğer nakli adaylarında koroner anjiyografi, nakil sürecinin güvenliği açısından kritik bir öneme sahiptir. Koroner arter durumu, hastaların perioperatif yönetimini ve postoperatif sonuçlarını doğrudan etkilediğinden, bu durumun özellikle interstisyel akciğer hastalığı (İLD) grubunda önceden kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.