Koroner Yoğun Bakım Ünitesinde Hastane Enfeksiyonları ve Bununla İlişkili Mortalitenin Değerlendirilmesi
Yeşim Uygun Kızmaz1, Şeyhmus Külahçıoğlu2, Hacer Ceren Tokgöz2, Özgür Yaşar Akbal2, Ali Karagöz2
1Clinic of Infectious Diseases and Clinical Microbiology, Kartal Koşuyolu Training and Research Hospital, İstanbul, Turkey
2Clinic of Cardiology, Kartal Koşuyolu Training and Research Hospital, İstanbul, Turkey
Anahtar Kelimeler: Hastane enfeksiyonları; koroner bakım ünitesi; kateter ilişkili enfeksiyonlar
Özet
Giriş: Mekanik/terapötik teknolojiler ventilatör ilişkili pnömoni ve santral hat ilişkili kan akımı enfeksiyonları riskinde artışa neden olmakta ve hasta bakım süreci komplikasyonları riskini potansiyel olarak arttırmaktadır. Anestezi/entübasyon/sedasyon komplikasyonları, merkezi hat enfeksiyonları, stres ülserleri, deliryum ve koroner yoğun bakım ünitelerinde uygunsuz ilaç kullanımı gibi komplikasyonlar, önemli ölçüde artan hastane içi mortalite, morbidite, kalış süresi ve/veya sağlık hizmetleri maliyetleri ile ilişkilidir ve potansiyel olarak önlenebilirdir. Koroner yoğun bakım ünitesinde gelişen hastane enfeksiyonları ve enfeksiyonlar ile hastane mortalitesi arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık.
Hastalar ve Yöntem: 01.01.2019-31.12.2020 tarihleri arasında 48 saatten fazla yoğun bakım ünitesinde takip edilen 500 hastanın verileri geriye dönük olarak incelendi. Hasta verileri enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanları ve enfeksiyon kontrol hemşireleri tarafından günlük ziyaretlerle gerçekleştirilen sürveyans verilerinden elde edildi. Hastane enfeksiyonu tanısında “Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri” tarafından belirlenen kriterler kullanıldı. Hastalardan alınan çeşitli klinik örnekler (kan, idrar, endotrakeal aspirasyon sıvısı) mikrobiyoloji laboratuvarında kalitatif ya da kantitatif yöntemlerle gerekli işleme alındı.
Bulgular: En sık saptanan enfeksiyon tipi santral hat ilişkili kan dolaşım enfeksiyonları (%79.1) iken, bunu sırasıyla kateter ilişkili üriner sistem enfeksiyonları (%18.7) ve ventilatör ilişkili pnömoni (%6.25) izledi. Etkenlerin %70.8’ini gram-negatif basiller; %20.18’ini gram-pozitif koklar ve %12.5’ini mantar enfeksiyonları oluşturmaktaydı. En sık saptanan mikroorganizma türleri K. pneumoniae ve E. coli idi [sırasıyla 7 (%14.5), 6 (%12.5)]. Santral venöz kateter kullanımı enfekte olmayan grupta enfekte gruba göre daha yaygındı [45.0 (%93.8), 50.0 (%73.5) p= 0.005] Sürekli renal replasman tedavisi, enfekte grupta enfekte olmayan gruba göre daha yaygındı [32 (%66.7), 21 (%30.9) p< 0.001]. Entübe gün sayısı enfekte hastalarda daha yüksekti ve enfekte olmayan gruba göre istatistiksel olarak anlamlıydı (ortalama (SD) 9.9 ± 9.2, 2.3 ± 2.9; p< 0.001). Hastanede ölüm oranları, enfekte grupta enfekte olmayan gruba göre daha yüksekti [28 (%58.3), 19 (%27.9), p= 0.001].
Sonuç: Multidisipliner YBÜ’lerde enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanları ve enfeksiyon kontrol hemşireleri ile günlük sürveyans vizitleri; yakın klinik ve laboratuvar takip (ateş, prokalsitonin ve CRP düzeylerinin yüksekliği) vazgeçilmezdir ve daha da önemlisi hastane enfeksiyonları ve enfeksiyona bağlı ölümler büyük ölçüde önlenebilirdir.