Kalp Cerrahisi Sırasında Eşlik Eden Atriyal Fibrilasyonun Hedef Alınmasının Önemi
Ahmet Zengin, Taylan Adademir, Kaan Kırali
University of Health Sciences, Istanbul Kartal Kosuyolu High Speciality Training and Research Hospital, Department of Cardiovascular Surgery, Istanbul, Turkey
Anahtar Kelimeler: Cox Maze IV, miyelodisplastik sendrom
Özet
Kalp operasyonu geçirecek olan atriyal fibrilasyonlu hastalarda uzun süreli sinüs ritminin korunması sadece eşlik eden Cox Maze IV operasyonu ile mümkündür. Güncel çalışmalar, eş zamanlı bi-atriyal lezyon setleri yapılan hastalarda %90’a kadar uzun süreli sinüs ritmi sağlandığını göstermektedir. Bunun yaşam kalitesini artırma ve hatta hastaların yaşam sürelerini uzatma potansiyeli vardır; ancak birçok cerrah bu prosedürü uygulama konusunda isteksizdir. Farklı nedenlerle kalp cerrahisi geçiren atriyal fibrilasyon hastalarının yarısından fazlasında atriyal fibrilasyon için herhangi bir müdahale yapılmaz. Bu, atriyal fibrilasyonu tedavi etmek için tek fırsatı kullanmamak anlamına gelir. Antikoagülan ilaçlar ve hız kontrolü, bu hastalar için kalan tek tedavi yöntemidir. Antikoagülasyon, ameliyat döneminde nispeten güvenli bir seçenek olabilir, ancak hastanın artan yaşı ve gelişebilecek yeni hastalıkları ile tehlikeli veya hatta kontrendike olabilir. Sinüs ritmi bu noktada hayat kurtarıcı olabilir. Burada ciddi mitral, triküspit kapak yetmezliği ve atriyal fibrilasyonu olan 74 yaşında bir kadın hastanın başarılı cerrahi tedavisi sunulmaktadır. Ameliyat sırasında hematolojik tanısı olmayan hastada, hafif lökopeni ve anemi mevcuttu. Hastaya ameliyattan altı ay sonra miyelodisplastik sendrom tanısı konuldu. Kapak onarımına ek olarak, sinüs ritminin sağlanması, hematologların tedavisini antikoagülasyonsuz yapabilmesini sağladı. Atriyal fibrilasyonun kardiyak cerrahi sırasında düzeltilmesi gerektiğine inanıyoruz, çünkü sinüs ritminin devamı zamanla daha da önemli olabilir.